Bin yıllık kadim kültürümüz… Neşeli,
hüzünlü milyonlarca hikaye. Milyonlarca insan evlendi, mutlu oldu, çoluk çocuğa
karıştı bu topraklarda. Düğün ve kına gibi özel günlerde, atalarımız özenli
giyinir, gelinler adeta bir masaldan fırlamış gibi görünen estetik kıyafetler
kuşanırdı. Bu özel kıyafetlere bindallı denirdi. Özenle işlenirdi, binbir
emekle. Kadife ve atlas kumaşlar üzerine metal ipliklerle işlenen bindallı,
düğün ve kına gecelerinde gelinin kendisini özel hissetmesini sağlardı. Gelin,
gecenin sultanı idi. Bütün o hazırlıklar, koşuşturmalar onun içindi. Sevgiyle,
sabırla işlenen kıyafetini giyer, etrafla heyecanla koşturan insanları izler, o
özel anın gelmesini beklerdi. Düğün yemekleri ise, normalden farklı olarak
büyük kazanlarda pişirilirdi. Ülkemizde hala bazı yemekler düğün çorbası, düğün
pilavı gibi isimlerle anılır.
![]() |
Bindallı |
O dönemde, tesettür giyim hayatın
bir parçasıydı ve kadınların şaşalı, abartılı kıyafetler giymeleri ayıp
karşılanırdı. Görkemli kıyafetler giymek sadece gelinin hakkıydı. Düğünden
sonra, eşinin evine yerleştiğinde, ömrünün sonuna kadar sade ve abartısız
giymek durumundaydı. Düğün, bu açıdan da önemlidir kadınlar için. Ama düğünü
sade bir törenler bütünü olarak düşünmemek gerekir. Düğün gecesi aynı zamanda
eğlence demekti, o dönemde, bugün olduğu gibi sinema, lokanta, cafe gibi
eğlenceler yoktu, insanlar eğlence ihtiyaçlarını bu özel günlerde giderirdi.
Telaş önce kız evinde yaşanıyor, gelinin
kınası, yaşlı kadınların mani söylemesi ile yakılıyordu. O gün, yöreye bağlı
olarak çeşitli eğlenceler ve oyunlar düzenleniyor, bu eğlenceler sabaha kadar
sürüyor. Bu ilginç oyunlar, halen bazı yörelerimizde yaşatılmaktadır. Düğün
günü atla gelinin evine geliniyor, gelin cibinlikle ata biniyor ve damadın
evine getiriliyor.
![]() |
Bindallı |
Osmanlının son dönemlerinde,
bindallının yerini beyaz gelinlik alıyor. Zaman içerisinde bindallı büyük
oranda unutularak, yalnızca kına gecelerinde giyilen otantik bir kıyafet olarak
kalıyor. Beyaz gelinlik giyen gelinlerin ellerinde bir demet çiçek tutması da,
yine bir batı geleneği. Çünkü Orta Çağ’da Avrupalılar çok fazla yıkanmazlardı,
ellerinde tuttukları çiçek de hoş olmayan kokunun önüne geçmek içindi.
Bindallı, tesettür giyim tarihinin
en ilginç ve masalsı kıyafetlerinden biri. Mor, kırmızı kumaşlar üzerinde çoğunlukla
altın sarısı işlemeler, kültürümüzün en değerli parçalarından biri. Bu
kıyafetlerin kimi, altın işlemeli idi ve bunlar çok değerliydi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder