Osmanlılar her alanda olduğu gibi
giyim kuşam konusunda da kendi estetik zevklerini yaratmışlardı. Üç kıtaya
yayılmış imparatorlukta, her bölge kendi kültürünü yaşatıyor ve bu kültürler
birbirlerinden etkileniyordu. İstanbul kadınları daha çok gösterişli ve pahalı
kıyafetlerle arzı endam ederken, Anadolu, Rumeli ve Balkanlarda yer alan kasaba
ve köylerde kadınlar sade kumaşlar ve süsten uzak kıyafetler tercih ediyordu.
![]() |
Feraceli Kadınlar |
Osmanlılar kadına cinsi latif derdi.
Bu letafet, giyim kuşamlarına da yansımıştı. Özellikle düğünlerde gelinlik
olarak bindallı ismi verilen kıyafet giyiliyordu. Kadife ve atlas kumaşlar
üzerine metal ipliklerle işlenen bindallı, Osmanlı estetiğinin vücut bulmuş
hali. Günümüzde Üsküp gibi kentlerde, halen, gelinler Osmanlı kadınları gibi bindallı
kuşanıyor. Bindallı çarşıda üretiliyordu, bu konuda Selanik ve Kapalıçarşı
önemli merkezlerdi. En önemli tarafı, bindallı bir düğünde kullanıldıktan
sonra, başka düğünlerde, başka gelinler tarafından da giyiliyordu. Zamanla yerini
beyaz gelinliğe bıraktı.
Kadınların genel olarak gündelik
yaşamda kullandığı kıyafet ise ferace idi. Feracenin üzerine yeldirme denilen
eşarp bağlanır, sonra da yüzlerini yaşmak denilen ince tülle örterlerdi.
Günümüzde hala ferace kullanılmaktadır, Modanisa gibi tesettür giyim siteleri
bu ürünü sizlere sunuyor.
![]() |
Çarşaflanan Kadınlar |
Çarşaf ise İstanbul’a Sultan Hamid
zamanında gelmiştir. Pratik ve ekonomik olduğu için yaygınlaşmış. Hükümet ise
güvenlik gerekçesiyle çarşafın kullanımının önüne geçmek istemiş, ancak bu konuda
başarısız olmuştur. Saraya çarşaflı kadın kabul edilmezdi. Saray hanımları
ferace kullanmaya devam etmişler. Zamanla rengarenk çarşaflar çıkmış ortaya.
Tesettür giyim modası yüzlerce
yıllık bir serüven, ve hala kendini yenilemeye devam ediyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder